Thursday, April 15, 2010

Türkiye-Amerika-Ermenistan ilişkileri için türbulans alarmı


05.03.2010 Cuma 11:09
İki hafta öncesinden tahmin ettiğimiz üzere tasarı, beklenenden daha az bir farkla da olsa Komiteden geçti. Üzücü ve hiç bir açıdan bu üç ülke ilişkilerine ve bölgesel barışa yardımınin olmayacağını tahmin ettiğimiz bu gelişmeden sonra neler olabileceği senaryolarını Vatan Gazetesi okurları için analiz etmekte yarar var.

Tasarının geçmesi, öncelikle Türkiye ve Amerikan ilişkilerinin önümüzdeki dönemde zor bir sürece girdiğinin kanıtı. Turbulansa girecek bu ikili ilişkilerden en çok zarar görecek ise yine hiç şüphesiz Ermenistan ve sınırın açılmasından büyük istifade sağlayacak olan Ermenistan'ın fakir halkı. Tek kazançlı ise Amerika'da yıllarını bu işe veren Ermeni diasporası. Bundan sonra, hem Temsilciler Meclisi başkanı Nancy Pelosi'nin tasarının çok sağlam bir şekilde destekcisi olması, hem de şimdiye kadar Amerikan yönetiminin, yani Beyaz Saray'ın tasarıya karşı ciddi bir karşı lobide bulunmaması dolayısıyla, önceki dönemdeki benzer tasarıların kabulünden sonra içinden geçilen dönemlerden daha gergin bir dönemin başlayacağını söylemek ise hiç de abartı değil.

TÜRKİYE'NİN TEPKİSİ NASIL OLACAK

Türkiye şimdiden Washington büyükelçisi Sayın Namık Tan'ı geri çağırma kararı alarak, Amerika'ya karşı sert tepki gösterme hususunda şaka yapmadığını kanıtlamış oldu. Ticaret bakanı Zafer Çağlayan'ın on gün içerisinde Amerika'ya yapacağı ziyaret ve sonrasında başbakan Tayyip Erdoğan'ın Washington'da 14 Nisan'da yapılacak olan Nükleer Zirvesine katılma planlarının da iptal olacağı tahminler arasında. Erdoğan'ın alacağı bu tür bir iptal tavrı, hiç şüphesiz, Obama'nın tasarı karşısındaki tutumuna da bir tepki olacak. Bununla birlikte, Amerikan Başkanlarının geleneksel olarak 24 Nisan günü yaptıkları konuşma öncesi, bu 14 Nisan'daki Nükleer zirves fırsatını kullanarak Türkiye'nin posizyonunu son bir kez anlatmayı seçebileceği de mümkün. Bunlar dışında, Türkiye'nin İncirlik'teki Askeri Hava Üssünün faaliyetlerini kısıtlama veya yasaklama, Amerika ile yakından çalışılmakta olan Irak, Afganistan ve diğer bölgesel konularda bu yakın işbirliğini soğutmalar ve sonrasında ise İran konusunda Amerika'nın ambargo çabalarına zaten soğuk bakan Ankara'nın, itirazlarını daha da yüksek sesle dillendirmesi, Ankara'dan gelebilecek tepkilerin sadece birkaçı.


OBAMA YÖNETİMİNİN SON DAKİKA DİPLOMASİSİ NE ANLAMA GELMEKTE

Obama yönetimi, haftalardır süren sessizliğini, sonunda, Dış İlişkiler Komitesinde yapılacak oylamaya karşı bozar gibi oldu oylamanın yapılacağı günün sabahı ve Dışişleri bakanı Hillary Clinton aracılığı ile Ermeni iddialarını taşıyan yasatasarısının özellikle Türkiye ve Ermenistan arasındaki normalleşme sürecine zarar vereceğini, Komite başkanı Howard Berman'a iletti.

Çarşamba günü Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüştükten sonra Clinton'ı, ilk kez Kongre'deki sürece dahil etmeyi akıleden Obama'nın, bu açıdan bakıldığında, bu müdaheleye son güne bırakması dahi hiç şüphesiz, bu gelişmelere olan kayıtsızlığının bir göstergesi idi.

Peki bu kadar bekleyen Obama neden son dakika girişimleri yaptı? Başkent Washington'da üstünde durulan soruların en önemlilerinden biri de bu idi dün. Bu tasarıya karşı çıkması için birçok neden ve fırsat olmasına rağmen, Beyaz Saray'ın bu kadar uzun zaman beklemesinin altında, hem Obama'nın, hem başkan yardımcısı Biden'in hem de Dışişleri bakanı Hillary Clinton'ın senatorken bu tasarılara desteklemiş olması ve geçmişte, özellikle Obama'nın bir önceki başkan George Bush'u, önceki dönemlerdeki 'tasarı aleyhtarı tavrına' karşı çok sert demeçlerle suçlamış olması idi.

Bir ikinci nedeni ise, dünkü yazımızda da bahsettiğimiz gibi, son haftalarda değişik seviyelerdeki yönetim yetkililerinin, Türkiye'nin protokolleri imzalaması gerektiğini öne sürmesi ve bu tür bir yasatasarısının geçmesinin de, Beyaz Saray yönetiminin elini bu açıdan daha da güçlendireceğinin düşünülmesi idi. Başka bir deyişle, zaten tasarının ateşli destekliyicisi olan Pelosi'yi şimdi durdurabilecek tek bir güç kalıyor, o da Beyaz Saray'ın protokoller kartını oynayarak, Türkiye'ye baskıyı artırması ve Türkiye'yi bir an önce onama sürecinde zorlamak.


GELEN GÜNLER NE GETİRİR

Son çizdiğimiz senaryo dahilinde, şimdiye kadar Türkiye'nin protokoller ile ilgilı aylardır ısrarla vurguladığı iki uyarısına veya şartına, şimdi bir üçüncüsü eklendi. Birincisi, Türkiye, Başbakanı Erdoğan'ın, 13 Mayıs'ta Azerbaycan Parlemantosunda belirttiği gibi, Türkiye, Ermenistan sınırının açılmasını, Ermenistan'ın Karabağ'da atacağı adıma bağlamış durumda. İkincisi, Türkiye, Ermenistan Anayasa Mahkemesinin, protokolleri kabul ederken aldığı kararların, protokollerin ruhunu değiştirdiğini düşünüyor ve bu şekilde protokollerin TBMM'de ilerleyemeceğini söylüyor. Dün eklenen üçüncü engel ise, Washington'daki TBMM heyeti başkanı Murat Mercan'ın oylamadan sonra Türkiye Büyükelçiliğinde yaptığı açıklamayla belirttiği gibi, kabul edilen tasarının Genel Kurul'da görüşülmesinin engellenmesi.

Washington'da TBMM Amerikan Dostluk Grubu başkanı ve milletvekili Suat Kınıklıoğlu'na göre ise, Karabağ konusunda Ermenistan'ın atacağı bir adım, protokolleri diriitilebilir yeniden. Bu adıma karşı Türkiye'nin protokollerin onama sürecini TBMM'de hızlandırması ve bunun da Obama yönetiminin Pelosi'ye baskı yaparak, dün kabul edilen tasarının durdurulması, senaryoların en pembe ve iyimser olanı. olası.

EN KÖTÜ SENARYO

Olabilecek en kötü senaryo ise, görüldüğü kadarıyla şu an girdiğimiz ve türbülans olarak adlandırdığımız senaryo. O da, Ermenistan'ın, zaten Washington Büyükelçisini Komite oylamasına Kongre'ye göndermesi ve sonrasında Ermenistan hükümetinden gelen kararı destekleyici demeçler ışığında, bundan sonra tasarının Amerikan Kongeresinin Genel Kurulunda geçirilmesi için Ermenistan'ın ve Ermeni diasporasının baskısına devam ederken, Karabağ konusunda da atım atmaya gerek duymaması. Çünkü Karabağ konusu protokollerde önşart olarak yer almıyor, her ne kadar ikili görüşmelerde bu konu görüşülmüş olsa bile. Buna karşılık, Karabağ konusunda pozitif bir gelişme görmeyen ve dün geçen tasarı ile zaten tansiyonu artmış durumda olan Ankara, protokollerin onaylanması konusunda bir adım atmayarak, en başta belirttiğimiz Amerika'ya tepki koymak adına bir dizi daha kararlar alacak. Ve Beyaz Saray ve Kongre başkanı Pelosi de, Türkiye'yi ayağını diretmekle suçlayarak, tasarıyı Genel Kurula getirecekler. İlişkierdeki bu kötüleşme ivmesinin nerede ve nasıl duracağı ise, karşılıklı blöfler, alınacak tavırlar ve demeçler sonucunda belli olacak. Ve Vatan Gazetesi okurları emin olabilirler ki, sonucun nereye gideceğini bu üç yönetim de dahil olmak üzere şu an kimsenin bilmesi mümkün değil. Aynen türbülansa giren uçağın, bu türbülanstan ne zaman kurtulacağını, uçak pilotlarının dahi tahmin edememesi gibi.






 ismail abdullah ekler (93)    [Tüm Yorumları]05.03.2010 14:30:49
 Bu haber ermenileri ve Türkiyedeki ermeni uzantılarını çok memnun etmiştir.Artık nerelerine istiyorlarsa oralarına kına yakabilirler.
% 0
% 0
% 0

 Beyaz Kelebek (892)    [Tüm Yorumları]05.03.2010 14:02:25
 Her şeyde bir hayır vardır. Ve muhtemelen bu olay AKP’nin beklenen acı sonunu getirecektir !
% 82
% 0
% 18
11 kişi oyladı

 Bedriye Gül ÖZEN (133)    [Tüm Yorumları]05.03.2010 13:29:08
 ORHAN PAMUK SEVİNMİŞTİR.BOŞUNA NOEL VERMEDİLER.
% 100
% 0
% 0
6 kişi oyladı

 Laik Turk (41)    [Tüm Yorumları]05.03.2010 13:17:33
 Ne oldu AKP nin Ermeni acilimi? Gul de Tayyip de atti tuttu sonunda gene olan Turkiyeye oldu.AKP cok kotu idare ediyor memleketi.
% 50
% 0
% 50
4 kişi oyladı

 Ömer Alici (7)    [Tüm Yorumları]05.03.2010 12:51:40
 Ya tarihimizle yúzlesemiyoruz ya da dedelerimize yapilan haksizliga karsi gereken tavri koyamiyoruz.Yaziklar olsun!

No comments:

Post a Comment