Saturday, June 19, 2010

Türkiye zor yatışır

Boyner, İsrail'in ne yapması gerektiğini açıkladı

İlhan TANIR / VATAN
http://w9.gazetevatan.com/haberdetay.asp?detay=&tarih=18.06.2010&Newsid=312020&Categoryid=1
18.06.2010 Cuma

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile görüşen TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, Gazze’deki durumun Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkileri zehirlediğini söyledi. “İsrail özür dilemeden Türk kamuoyundaki kızgınlığı yatıştırmak çok zor olacak” diyen Boyner, Clinton’a İsrail’le ilgili soruşturmanın uluslararası normlara uygun, hukuki bütünlüğü yüksek ve tarafsızlığı konusunda şüphe yaratmayacak şekilde sürmesi gereğini ilettiklerini kaydetti



Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Ümit Boyner, İsrail’in Gazze’ye giden gemilere saldırmasını sadece “meşru güvenlik kaygıları” üzerinden anlamanın zor olduğunu, olayın Gazze’deki “insanlık dışı” ablukanın sürdürülemeyeceğini gösterdiğini söyledi. Boyner, Gazze’deki durumun Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkileri “zehirlediğini”, Türk kamuoyununun bu konuya çok hassas baktığını açıkladı. Boyner, saldırının sorumluları hakkında uluslararası yasaların uygulanması ve soruşturmanın uluslararası boyutta yürütülmesi gerektiğini, İsrail’in tek taraflı soruşturma komisyonunu ise “sorunlu” bulduklarını vurguladı. Ümit Boyner, “İsrail özür dilemeden Türk kamuoyundaki kızgınlığı yatıştırmak çok zor olacak” dedi. Tüm bu eleştirilerin Türkiye ile İsrail ilişkilerinde tam bir kesintiye yol açmaması gerektiğini belirten Boyner, aktif diplomasinin söyleminin, iç politika ürünü olmaması ve popülist hale gelmemesi gerektiğini kaydetti.

Washington temasları kapsamında ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile 40 dakika görüşen Boyner, görüşmeden sonra Türk gazetecilerle biraraya geldi ve görüşmenin içeriği ile Washington izlenimlerini paylaştı. Clinton ile görüşmesinde İsrail ile Türkiye arasında geçen filo krizinin ve İran konusunun konuşulduğunu söyleyen Ümit Boyner, “Bu iki konunun Washington’da birbiriyle içiçe girmiş olduğuna şahit oldum“ dedi.

Boyner, İsrail’in Gazze yardım gemilerine saldırısı ve can kayıplarının Türk kamuoyunda yarattığı rahatsızlığı ve soruşturmanın uluslararası normlara daha uygun, hukuki bütünlüğü yüksek ve tarafsızlığı konusunda şüphe yaratmayacak şekilde devam etmesi gereğini ve bu konuda bir sivil toplum örgütü olarak kendilerinin de ısrarcı olduklarını Clinton’a ilettiklerini kaydetti. İran konusunda diplomatik kanalların açık olmasının Türkiye’nin önceliklerinden biri olduğunu ifade eden Boyner, Ortadoğu’da nükleer silahlara Türkiye’nin de karşı olduğunu, ancak ABD ile metotların farklı olduğunu söyledi. Boyner, diplomatik yolların tıkanmaması açısından yapılması gerekenlerin bulunduğunu, o konuda Türkiye’nin de rol oynaması gerektiği konusunda Clinton’a görüşlerini ilettiklerini belirtti. Bir soru üzerine, Türkiye’nin ”eksen değiştirip değiştirmediği “ tartışmasının Washington’da çok tartışıldığına işaret eden Boyner, ” Bunu Clinton ile konuştuğumuzu söyleyemem ama genelde Türkiye’nin uzun vadede stratejik çıkarlarının ne olduğunu net ortaya koyması, onların da bunu belki daha iyi anlaması gerekiyor“ diye konuştu.

Eksen kayması yok

Ümit Boyner, Türkiye’nin eksen kayması tartışmalarına katılmadıklarını da söyledi. Türk dış politikasının aslında 2002 yılından önce bile bölgede ekonomik işbirliği, diyalog ve barış yoluyla istikrarın yaratılması çabaları üzerinde durduğunu dile getiren Boyner, Türkiye’nin doğudaki komşularıyla yakınlaşmasının, transatlantik ortaklar açısından, bağları, ticareti ve diyaloğu geliştirmede fırsat olarak görülmesi gerektiğini belirtti. Boyner, “Bu yakınlaşmadan kazanılacak çok fırsat var” diye konuştu.



EKONOMİK İLİŞKİLERİMİZ ETKİLENMEMELİ


AB’YE katılım müzakerelerinin istedikleri hızda yürümediğini, bunun teknik nedenlerden değil, çoğunlukla siyasi konulardan kaynaklandığını belirten Ümit Boyner, Türkiye’nin önüne getirilen konuların diğer adaylara uygulanmadığına dikkati çekti. ABD ile ilişkilerin yeniden onarılması, karşılıklı güven ve daha sağlıklı iletişimin yapılarının inşasının gerektiğini ifade eden Boyner, ”Sert sözlere dayanan bir söylemle ilişkilerin rayından çıkmasına izin vermemeliyiz. Karşılıklı hayal kırıklıklarından kaçınmak için elimizden geleni yapmalıyız“ dedi.

Boyner, önceliklerdeki bazı anlaşmazlıklara rağmen ABD ile Türkiye’nin birçok boyutta hâlâ ortak çıkarları paylaştığını dile getirerek, ”Umarım ziyaretimiz, Türkiye’nin ABD’nin müttefikliği konusundaki bazı düşüncelerimizin iletilmesinde ve aramızdaki yanlış anlamaların giderilmesinde kilit rol oynayacak“ ifadesini kullandı. Ümit Boyner, bir soru üzerine, ABD’nin Türkiye açısından önemli bir ticari ortak olduğuna işaret ederek, son yaşanan sorunların iki ülke arasındaki ekonomik ilişkileri etkilememesini ümit ettiğini ifade etti.



Gazze olayı ve İran’a yaptırım iç içe girmiş


İsraİl’İn Gazze yardım gemilerine saldırısı, arkasından da BM Güvenlik Konseyi’nde İran’a yeni yaptırımlar oylamasında Türkiye’nin ”hayır“ oyu vermesinin ABD’de birtakım endişeler yarattığı izlenimi edindiklerini aktaran Boyner, ”Gördüğümüz noktada Gazze’de yaşanan olayla, İran’a karşı uygulanacak yaptırımlar konusunda Türkiye’nin ’hayır’ oyu vermesi konusu tamamen iç içe girmiş durumda. Açıkçası bunun Türkiye’nin dezavantajı olduğunu düşünüyoruz, çünkü ikisi ayrı konular“ dedi. Boyner, görüşmelerinde bu iki konunun birbirine karıştırılmaması gerektiği noktasında iknaya çalıştıklarını söyledi. Türkiye’ye karşı olumsuz propagandalardan rahatsız olduklarını belirten Boyner, ”Biz doğru diyaloğu sürdürebilirsek, bu tip anti-propagandaların önüne geçebiliriz“ diye konuştu.
        Paylaş


 OKUYUCU YORUMLARI Yorum Yapmak İçin Tıklayınız 
 tuncay çavuş (37)    [Tüm Yorumları]19.06.2010 10:12:50
 rte bir gitsin herşey kısa zamanda düzelecek umarım bu secımde sandığa gömulur artık
% 0
% 0
% 0

Toplam 1 yorum yapılmıştır, tüm yorumları okumak için tıklayınız...

‘Gazze ile İran iç içe girmiş “bunlar ayrı konular” dedik’

http://www.milliyet.com.tr/Ekonomi/HaberDetay.aspx?aType=HaberDetay&ArticleID=1252736&Date=19.06.2010&Kategori=ekonomi&b=Gazze%20ile%20Iran%20ic%20ice%20girmis%20“bunlar%20ayri%20konular”%20dedik

-gazze-ile-iran-ic-ice-girmis-bunlar-ayri-konular-dedik--701652.Jpeg.jpg       Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Ümit Boyner, ABD’de, İsrail’in Gazze’ye giden gemilere saldırması ile BM Güvenlik Konseyi’nde İran’a yönelik yeni yaptırımlara Türkiye’nin “hayır” oyu vermesi konusunun “tamamen iç içe geçmiş” göründüğünü belirterek, “Açıkçası bunun Türkiye’nin dezavantajı olduğunu düşünüyoruz, çünkü ikisi ayrı konular” dedi.
00:16 | 19 Haziran 2010
MILLIYET
İLHAN TANIR WASHINGTON
Boyner, “Türk-Amerikan ilişkileri açısından çok iyi bir dönem yaşadığımız söylenemez, hassas ve zor bir dönemden geçiyoruz” diye konuştu.
Washington’daki temasları çerçevesinde ABD Dışişleri BakanıHillary Clinton ve ABD Dışişleri Bakanlığının Avrupa veAvrasya işlerinden sorumlu Bakan Yardımcısı Philip Gordon’la biraraya gelen Boyner ve beraberindeki heyet, temaslarının ardından bir basın toplantısı düzenledi.
Clinton ile yaklaşık 40 dakika süren görüşmesinde İran veİsrail’deki gelişmelere odaklanıldığını belirten Boyner, Clinton’a bu konuya ilişkin kendi görüşlerini aktardıklarını söyledi. Boyner, İsrail’in Gazze yardım gemilerine saldırısı ve can kayıplarının Türk kamuoyunda yarattığı rahatsızlığı ve soruşturmanın uluslararası normlara daha uygun, hukuki bütünlüğü yüksek ve tarafsızlığı konusunda şüphe yaratmayacak şekilde devam etmesi gereğini ve bu konuda birsivil toplum örgütü olarak kendilerinin de ısrarcı olduklarını Clinton’a ilettiklerini kaydetti.

‘Obama farklı anlaşıldı’
ABD Başkanı Barack Obama’nın, Başbakan Tayyip Erdoğan’a yazdığı mektubun ABD ve Türkiye tarafından farklı anlaşıldığını hatırlatan Boyner, yine de bütün görüşmelerinde ABD tarafının Türkiye’yi suçlayıcı bir tavrının olmadığını, kendi özeleştirilerini de yaptıklarını ve bir iletişim kopukluğu olduğunun altını çizdiklerini aktardı.
Boyner, “Yani şunu açıkça söyleyebilirim, Türk-Amerikan ilişkileri açısından çok iyi bir dönem yaşadığımız söylenemez. Endişeler var. Ancak şöyle bir izlenim de edindik ki ciddi yanlış anlamalar veya iletişim problemleri de olmuş” dedi.


İlişkiler zehirlendi, İsrail özür dilesin kırgınlık yatışsın
ABD’nin başkenti Washington’daki temasları çerçevesinde Brookings Enstitüsü adlı düşünce kuruluşunda konferans veren Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Ümit Boyner, İsrail’in Gazze’ye giden gemilere saldırmasını sadece “meşru güvenlik kaygıları” üzerinden anlamanın zor olduğunu söyledi. Yaşananların Gazze’deki “insanlık dışı” ablukanın sürdürülemeyeceğini gösterdiğini anlatan Boyner, Gazze’deki durumun Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkileri “zehirlediğini”, Türk kamuoyununun bu konuya çok hassas baktığını söyledi.
Boyner, saldırının sorumluları hakkında uluslararası yasaların uygulanması ve soruşturmanın uluslararası boyutta yürütülmesi gerektiğini, İsrail’in tek taraflı soruşturma komisyonunu ise “sorunlu” bulduklarını vurguladı. Ümit Boyner, “İsrail özür dilemeden Türk kamuoyundaki kızgınlığı yatıştırmak çok zor olacak” dedi.
Ancak tüm bu eleştirilerin Türkiye ile İsrail ilişkilerinde tam bir kesintiye yol açmaması gerektiğini belirten Boyner, aktif diplomasinin söyleminin, iç politika ürünü olmaması ve popülist hale gelmemesi gerektiğini belirtti.

İran’a yaptırım kuşkusu
Ümit Boyner, İran’a yeni yaptırımların verimli olup olmayacağının kuşkulu olduğunu söyledi. Türkiye’nin bölgede her zaman nükleer silahsızlanmayı desteklediğini hatırlatan Boyner, Türkiye’nin stratejik ortaklarına sadık olması gerektiğini, ancak ortaklarından da kendi kaygılarına karşı daha duyarlı olmalarını talep etmeye hakkı olduğunu söyledi.
Boyner, “Biz, nükleer silahsız bir Ortadoğu’yu destekliyoruz ama bu görüş, İran’ın nükleer programını, İsrail’i göstererek haklı çıkaran bir söyleme yol açmamalı” ifadesini kullandı. Ümit Boyner, Türkiye’nin eksen kayması tartışmalarına katılmadıklarını da söyledi.
Türk dış politikasının aslında 2002 yılından önce bile bölgede ekonomik işbirliği, diyalog ve barış yoluyla istikrarın yaratılması çabaları üzerinde durduğunu dile getiren Boyner, Türkiye’nin son yıllardaki komşularla “sıfır sorun” politikasının Batı’da yarattığı tartışmaların, iki taraf arasında daha iyi iletişim, anlayış ve empati olması ihtiyacını ortaya koyduğunu kaydetti.


ABD yönetimi ‘karışık sinyaller’ yolladı

http://www.milliyet.com.tr/Ekonomi/HaberDetay.aspx?aType=HaberDetay&ArticleID=1252393&Date=18.06.2010&Kategori=ekonomi&b=ABD%20yonetimi%20karisik%20sinyaller%20yolladi

Ümit Boyner liderliğindeki TÜSİAD Yönetim Kurulu heyeti dün Washington’da ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile görüştü. Boyner, bu görüşmeden önce Brookings isimli düşünce kuruluşunda konuştu

01:48 | 18 Haziran 2010
İLHAN TANIR Washington
MILLIYET
İran’a ambagolar konusunda Türkiye’nin ‘hayır’ oyunu ‘transatlantik ittifağına karşı bir başkaldırı’ olarak tanımlayanBoyner, hayır oyunun sadece Türkiye’nin aktif olarak karşı gelmesi olarak değerlendirilmemesi gerektiğini, ‘ABD’nin de ortaklarına karşı daha dikkatli davranması’ zorunluluğunu ortaya koyduğunu anlattı.
Boyner, şöyle konuştu: “Amerika’nın ambargolar rejimini İran için hazırlarken Rusya ve Çin ile yakından çalıştığı halde Türkiye’nin bu sürecin dışında bırakılmasının, NATO üyesi olan bir müttefiğe karşı yapılmaması gerekirdi. Amerikan yönetiminin İran konusunda karışık sinyaller gönderdiğini belirten Boyner buna örnek olarak Başkan Obama’nın gönderdiği mektuba atıfta bulundu.
Boyner, Türkiye’nin İran ile yaptığı ve daha sonra Amerika tarafından kabul görmeyen Tahran Reaktör Araştırma anlaşmasının da aynı şekilde iki müttefik arasındaki kötü iletişimden kaynakladığını söyledi.

‘Yesh Gvul’

http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?Newsid=311716&Categoryid=30
Yahudi lobisinden ‘One minute’e yanıt
17.06.2010 Perşembe

Gazze’ye yardım filosuna düzenlenen operasyon ve Türkiye’nin İran yaptırımları konusunda Birleşmiş Milletler’de kullandığı “hayır” oyu sonrası ABD ile gerilen ilişkileri düzeltmek için Washington’da bulunan AK Parti heyeti yıllardan beri Türkiye’nin Amerikan Kongresi’ndeki en büyük destekçisi olan Musevi lobisinden görüşme taleplerine şok bir ret yanıtı aldı.AK Parti’nin Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik’in başkanlığında, Murat Mercan, Başbakan Başdanışmanı İbrahim Kalın, Suat Kınıklıoğlu ile Zeynep Dağı’dan oluşan heyetin elçilikte önde gelen Musevi Lobileri’nin temsilcileri ile görüşme teklifine ADL ve AIPAC gibi dernekler “Ankara ile Kudüs arasındaki gerilim yatışmadıkça konuşacak bir şey yok” yanıtını verdi. Görüşmeye sadece American Jewish Commitee’den bir temsilci katıldı.

Soykırım kartını açtılar 

ADL Başkanı Abe Foxman, Haaretz gazetesine yaptığı açıklamada çok sert ifadeler kullandı. Foxman, “Türk öğretmenler Yad Vashem soykırım müzesindeki konferansa gelecekti, Türk hükümeti bunu iptal etti. Erdoğan, Davut Yıldızı’nı Gamalı Haç’a benzetti. Bunların siyasetle ne alakası olabilir. Bunlar ancak düşmanlarımızın yapacağı şeyler. O yüzden artık Yesh Gvul (Her şeyin bir sınırı var) diyoruz. Diyaloğa inanıyorum ancak konuşmanın artık hiçbir sonuç vermeyeceği bir nokta var. Bugün o noktadayız” dedi. American Jewish Commitee de, “Davete katıldık ama çok sert mesajlar verme fırsatı olduğu için katıldık. ABD-Türkiye-İsrail ilişkileri öyle hemen kenara atılacak ilişki değil” açıklamasını yaptı.

Musevi lobilerinin Türkiye’yi protesto için uzun süredir ABD Kongresi’nde Ermeni soykırım tasarısı aleyhindeki lobi faaliyetlerini de durdurma kararı aldıkları iddia edildi. Washington Times gazetesi Kasım ayında meclis gündemine gelmesi beklenen tasarı için Yahudi lobilerinin “kıllarını bile kıpırdatmayacaklarını” yazdı.
        Paylaş



 OKUYUCU YORUMLARI Yorum Yapmak İçin Tıklayınız 
 Was Atime (97)    [Tüm Yorumları]18.06.2010 16:12:14
 Adamlar haklı... &quotMüslüman terörist" diyemezsiniz diye konuşur bunlar sonra da gider bütün Yahudileri katil ve cani yaparlar İsrail'in yaptıkları için... O İsrail devletinin yüzde 20'si Araplardan oluşuyor, bunu bile bilmezler...
% 0
% 0
% 0

 Yalnıztürk . (520)    [Tüm Yorumları]18.06.2010 14:58:45
 Bazı yorumcular yazıları tam okumuyor yanlış yorum yapıyor. Bazıları da yapılan yorumları ters anlıyor. Dikkatli okuyalım lütfen!
% 25
% 25
% 50
4 kişi oyladı

 Yalnız Ülke (511)    [Tüm Yorumları]18.06.2010 14:55:36
 Recep bey herkesi öyle gerdi, herkesi kendine öyle düşman yaptı ki, mevlam kurtarsın..
% 96
% 0
% 4
24 kişi oyladı

 nazli gezgin (65)    [Tüm Yorumları]18.06.2010 14:42:07
 recep bey lafina bozulanlara inat hergun hani benim recebim turkusunu dinliyorum herkese tavsiye ederim sinirleri yatistirmaya birebir.
% 59
% 0
% 41
29 kişi oyladı

 kaan aydın (186)    [Tüm Yorumları]18.06.2010 14:37:21
 Yahudilerin eleştirilerinden azginlıklarından siyasi bir beklenti ve mutluluk duyan Türk olamaz müslüman hic olamaz...
% 24
% 0
% 76
17 kişi oyladı

Toplam 135 yorum yapılmıştır, tüm yorumları okumak için tıklayınız...

Wednesday, June 16, 2010

Zehir zemberek mektup!

http://www9.gazetevatan.com/zehir-zemberek-mektup/311511/30/Manset
ABD Temcilciler Meclisi'nden Davutoğlu'na ödül vetosu! "Hukuksuz, sorumsuz ve iki yüzlü politika!" 

İlhan Tanır (Vatan Washington muhabiri)
16.06.2010 Çarşamba

Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkan yardımcısı Ömer Çelik'in başkanlığındaki ve TBMM Dışişleri Komisyonu başkanı Murat Mercan, Komisyon yardımcısı Suat Kınıklıoğlu, AKP milletvekili Zeynep Dağı ve ayrıca Başbakan Tayyip Erdoğan'ın dışilişkiler politikaları başdanışmanı İbrahim Kalın'ın da bulunduğu heyet Washington'daki temaslarına 'soğuk' bir duş ile başladılar.

Bu soğuk duşun nedeni, heyetin randevu istediği Kongre üyelerinden, New York'un Temsilciler Meclisi üyesi Gary Ackerman'ın, randevu yerine sert bir mektubu Woodrow Wilson düşünce kuruluşunun başkanı ve eski Kongre üyesi Lee Hamilton'a göndererek, kurumun Türkiye'nin Dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu'na vermeyi düşündüğü 'Kamu Hizmeti Ödülü'nün iptalini istemesi.

Ackerman'ın mektubu, ödülün Davutoğlu'na verilmesinin Woodrow Wilson düşünce kuruluşunun ve eski Amerikan başkanlarından, aynı zamanda merkezin isim babası Woodrow Wilson'ın 'ideallerine ve amaçlarına ters düştüğünü' iddia ediyor.

Temsilciler Meclisindeki Ortadoğu ve Güney Asya Komitesinin başkanlığını yapan Ackerman, mektubunda Davutoğlu'nun liderliğinin 'hukuksuzluğu, sorumsuzluğu ve iki yüzlülüğü' getirdiğini söylerken, Salı günü yayınladığı mektupta, Türk dış politikasını adeta bir düşman ülkenin dış politikasını tasvir eder gibi bahsediyor.

Temsilciler Meclisinin önemli komitelerinden birini işgal eden Ackerman, mektubunda Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyinde ABD'nin karşısında yer almasını, 'soykırım yapan' Sudan devletini korumasını ve 'soykırımı inkar eden' Iran'ı desteklemesini hatırlatırken, son filo krizine de değiniyor.

Türkiye'nin 'Ortadoğu'daki istikrarsızlığı İsrail'in yardım gemilerini güvenli bir şekilde kendi limanına geçirmesini engelleyerek' artırdığını iddia eden Kongre üyesi, Türkiye'nin İsrail'i 'şeytan devlet' haline getirmeye çalıştığını ifade etti.

Davutoğlu'nun filo baskınını Türkiye'nin 11 Eylül'ü olarak tanımlamasının 'hasta edici' olduğunu yazan mektup, Türkiye'nin kendi tarihindeki Kürt terörizmi ile ilgilenmesi gerektiğini gerektiğini, Türkiye'nin Irak'ın içine girerek operasyon düzenlemesine rağmen Amerikan Dışişleri Bakanlığı tarafından terörist bir örgüt olarak kabul edilen ve İsrail'e binlerce roket atan Hamas'ı ise hiçbir şekilde terörist örgüt olarak kabul edilmediğini hatırlatıyor.

Ackerman mektubunu, 'başkalarına insanlık onurunu reddeden ve bu türlü bir dış politikayı temsil eden ve savunan bir yabancı lider, Woodrow Wilson Merkezinin ödülünü almaya değmez' şeklinde bitirdi. Ackerman'in Kongre ofisi, Vatan gazetesinin israrli telefonlarina ragmen konu hakkinda yorum yapmaktan kacindi.

Amerikan Kongresinde Türkiye'nin dış politikalarına olan tepki sadece Temsilciler Meclisi ile sınırlı değil. Geleneksel olarak Türkiye'nin yanında bulunan Cumhuriyetçi Partinin Kongredeki üyeleri de dahil olmak üzere, İsrail ile girişilen Gazze Gemisi dalaşından sonra Amerikan Kongresi ağırlıkla Türkiye karşıtı bir tavır takınmış durumda. Örneğin, Cumartesi günü yayınlanan ve Amerikan Senatosunun hem Çoğunluk lideri, Demokrat Partili Harry Reid'in hem de Azınlık lideri, Cumhuriyetçi Partili Mitch McConnell'in beraberce Beyaz Saray'a gönderdiği mektup da tümüyle İsrail'in pozisyonu savunularak, İHH'nin ve Türkiye'nin rolünün sorgulanması. Ayrıca, Amerikan Kongresindeki Cumhuriyetçi Parti liderlerinden olan Mike Pence'in yakınlarda Türk tarafına bizzat da ilettiği gibi, Türkiye'nin gemi krizindeki rolünün araştırılmasını istemesi, ayrıca İstihbarat Komitesinin kıdemli Cumhuriyet Partili Pete Hoekstra'nın Türkiye'nin Hamas politikalarını eleştirmesi ve Türkiye ile İran ilişkilerini sorgulayan bir başka demeç vermesi, Kongre'de büyüyen tepkinin bazı göstergeleri.
Türk Meclisi heyeti, hafta boyunca Amerikan Kongresindeki temaslarına ve ayrıca Washington'da bulunan diğer sivil toplum örgütleri ile görüşmelerine devam edecek. Şu ana kadar AIPAC ve ADL gibi AKP ile arası bozuk olan Musevi örgütler, heyetin randevu isteklerine cevap vermiş değiller. Bunun yanısıra Türkiye'ye sözde Ermeni yasatasarısı kavgaları sürerken destek veren ender Musevi kuruluşlarından Jinsa ile görüşme ise TBMM heyetinin programında görünüyor.



İŞTE O MEKTUBUN İNGİLİZCE METNİ:



News Congressman Gary Ackerman
5th District - New York
Queens & Long Island

June 15, 2010

Contact: Jordan Goldes, 718-423-2154

ACKERMAN DISMAYED OVER PLAN TO HONOR TURKISH FOREIGN MINISTER

U.S. Rep. Gary Ackerman (D-NY), Chairman of the House Subcommittee on the Middle East and South Asia, today to expressed his dismay and deep concern regarding the intention of the Woodrow Wilson International Center for Scholars (WWC) to honor Turkish Foreign Minister Ahmet Davutoglu with the WWC Public Service Award. Ackerman this afternoon sent the following letter on the matter to Lee Hamilton, the President and Director of the WWC.

The Honorable Lee Hamilton

President and Director

Woodrow Wilson International Center for Scholars

Ronald Reagan Building and International Trade Center

One Woodrow Wilson Plaza

1300 Pennsylvania Ave NW

Washington, DC 20004-3027

Dear Lee:

I write to express my deep concern and dismay regarding the intention of the Woodrow Wilson International Center for Scholars (WWC) to honor Turkish Foreign Minister Ahmet Davutoglu with the WWC Public Service Award. I am keenly aware of the need for greater cooperation and understanding in the world arena, and I applaud the invaluable work the WWC has done to build ties between America and intellectual and political leaders around the world.

These efforts truly celebrate the life and work of President Wilson, and the United States benefits greatly the WWC's success in promoting effective international dialogue about vital issues and building essential strategic relationships. The Congress has wisely supported the WWC, contributing about a third of its annual revenue, and I am committed to sustaining that effort.

I am, however, very strongly of the view that publicly honoring Foreign Minister Davutoglu at this time is absolutely inconsistent-absolutely inconsistent-with the mission of the WWC and the ideals that animated President Wilson's administration and foreign policy. The actions and statements of Foreign Minister Davutoglu stand in sharp contrast to the legacy of President Wilson.

Turkey's foreign policy under Foreign Minister Davutoglu's leadership is rife with illegality, irresponsibility and hypocrisy. Turkey continues to not only deny the Armenian Genocide, but also to criminalize recognition of it in Turkey. Worse, Ankara threatens to break relations with states that acknowledge the role of the Ottoman Empire in the deliberate annihilation of 1.5 million Armenians as a matter of state policy. Turkey continues to militarily occupy Cyprus and to work against U.S.-backed efforts by the United Nations to resolve the conflict on that island. Turkey maintains a closed border with Armenia and has made improved relations with Armenia a political hostage to the conflict in Ngorno-Karabagh and denial of the Armenian genocide.

Turkey recently voted against sanctions on Iran by the UN Security Council despite clear evidence that Iran's nuclear program has violated numerous UN Security Council resolutions, and both Iran's nuclear Non-Proliferation Treaty and International Atomic Energy Agency safeguards agreement obligations. Turkey has politically backed both the genocidal regime in Sudan and the genocide-denying regime in Iran.

Turkey has fanned the flames of instability in the Middle East by rejecting Israeli efforts to channel humanitarian aid to Gaza through Israeli ports in order to ensure weapons were not going to be shipped to Hamas. Rather focusing its efforts on helping the people in Gaza, Turkey has focused on demonizing the State of Israel.

Foreign Minister Davutoglu personally described the recent flotilla incident as Turkey's 9/11, a sickening comparison of the unfortunate deaths of nine radical anti-Israel activists who died while assaulting Israeli commandos performing a legal blockade enforcement mission, to the worst terrorist attack in history, which claimed 2,976 innocent lives in my hometown, New York City. And, despite Turkey's own bitter history fighting against Kurdish terrorism, which has led to Turkish military operations well inside of Iraq, the Turkish government insists that Hamas, a State Department designated terrorist organization known for indiscriminate rocket fire on Israeli cities and suicide bombings in Israeli restaurants, is not a terrorist organization at all.

A foreign leader who represents and defends this kind of foreign policy, one who has championed Turkey's most odious efforts to deny to others the human dignity that Turkey rightly expects for its own people, is not a worthy recipient of the WWC Public Service Award.

In the interest of preserving the Woodrow Wilson International Center for Scholars mission, namely, "advancing the ideals and concerns of Woodrow Wilson" I strongly urge you to rescind the decision to present Foreign Minister Davutoglu with the WWC Public Service Award.

Sincerely,

Gary L. Ackerman

Chairman

Subcommittee on the Middle East and South Asia


        Paylaş



 OKUYUCU YORUMLARI Yorum Yapmak İçin Tıklayınız 
 Selçuk Aysal (573)    [Tüm Yorumları]16.06.2010 11:55:32
 Al başına belayı .Şu akepe iyi bişi yapsa'da görsek.Anca başımızı belaya sokuyor ve sürekli gerginlik yaratarak ,sinir katsayımızı artırıyor ..Bıktık bu gerginlikten ,bıktık....
% 86
% 0
% 14
216 kişi oyladı

 Yeter Artık Uyaaan! (191)    [Tüm Yorumları]16.06.2010 11:55:06
 UYUMA VATANDAŞ adamlar neden bunları madalyaya, ödüle boğuyor bir düşün istersen, ya da yapabilirsen!! İSRAİL'e esip gürleyen başbakanın Yahudi lobisi Madalyası taşır, Dışişleri bakanına N.Y. Kamu Hizmeti Ödülü verilir!!!! Neden acaba, diyebilsen değişim başlayacak!!
% 85
% 1
% 13
142 kişi oyladı

 ali karaca (229)    [Tüm Yorumları]16.06.2010 11:54:51
 Anlaşılan odur ki,ABD çuvalı hazır.Sadece kimin başına geçireceklerini hesabı yapılıyor.
% 87
% 3
% 9
118 kişi oyladı

 Sedat kalyoncu (670)    [Tüm Yorumları]16.06.2010 11:52:47
 Bizde genetiği mutasyona uğramış okadar çok Abd ve Ab sevdalısı varki oh olmuş diyorum!İki yüzlülerden medet umanların suratına atılmış bir tokat gibi,ne güzel!
% 90
% 1
% 9
144 kişi oyladı

 ilbey civan (231)    [Tüm Yorumları]16.06.2010 11:51:50
 senin ve bağlı olduğun zihniyetin vizyonu budur...sizin dış politikanızı sevsinler.!!!!
% 90
% 2
% 8
127 kişi oyladı

Toplam 16 yorum yapılmıştır, tüm yorumları okumak için tıklayınız...