Thursday, September 29, 2011

ABD’den Türk tezlerini destekleyen açıklama - Yeni Eklerle

Asagidaki Habere Yeni Ekler:
  • ABD'nin bu yeni soylemine rağmen bu, ABD'nin tumuyle pozisyonunu değiştirdiğini ve Noble Enerji'ye 'dur' diyeceği anlamına da gelmiyor. Washington'da konuyu bilen kaynakların yorumuna göre bu, daha önce kullanılan enerji bağımsızlığı ve çeşitliliği söylemine ek olarak BM'ye sunulan önerge alternatifinin de "ilginç" ve "dikkate deger" olarak bulduğunu gösteriyor.
  • ABD'nin soylem eklemesi yapmasi ve BM arabulucugunu refere etmesi ABD'deki Kibris Rum Kesimi Buyukelciliginden Olympia Neocleous, Deputy Chief of Mission, uzun bir email ile cevap verdi. Neocleous, BM'de ABD Disisleri Sozcusu Nuland'in belirttigi bir sekilde "gelir paylasimina dayanan bir arabulucuk' onergesinin degerlendirildigi gorusune karsi cikti.
  • Son olarak gorulen o ki Rum Kesimi daha once ABD'den aldigi destekden taviz vermez bir tutum takinmak ve arabulucuk onerisine bu sartlarda karsi cikmak istiyor. Karsi ciktiklari oneri "elde edilecek gelirin bir fonda toplanması ve ileride K.Türklerle paylaşılması yönünde" bir oneri olarak ozetlenebilir.

İlhan TANIR / VATAN WASHINGTON

http://haber.gazetevatan.com/abdden-turk-tezlerini-destekleyen-aciklama/402495/1/Gundem

Doğu Akdeniz’de petrol arama krizinde daha önce “Rumların petrol arama hakkı var” yönünde açıklamalar yapan ABD bu kez “gelir paylaşımı adına BM’nin arabuluculuğu” teklifini dile getirdi.




ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Victoria Nuland, dünkü basın toplantısında Piri Reis’in ve Türk fırkateynlerinin, Rumlar adına sondaj yapan Amerikan Nobel Enerji platformuna 80 km yaklaştığı ve konu hakkındaki görüşlerinin sorulması üzerine ilk kez Türk tezlerine yakın bir açıklamada bulundu. ABD’den daha önce yapılan açıklamalarda “Rumların petrol arama haklarının bulunduğu” dile getirilmişti. Nuland bu kez BM’ye sunulan “gelir paylaşımı adına arabuluculuk” tekifinden bahsederek şunları söyledi: “Anladığımız kadarıyla BM bu teklifi değerlendiriyor. Biz de her iki topluluğun tansiyonunu yok edici çalışmalara başlanmasını destekliyoruz.”



Türkiye’nin Kıbrıs Rum kesiminin şu anki gaz arama çalışmalarının Kıbrıs’ın birleşimi müzakerelerine engel teşkil ettiğini, bu konuda ABD’nin tutumu sorulduğunda ise Nuland yine Türkiye’nin pozisyonuna yakın bir dil kullandı: “Biz daha önce de BM önderliğinde ve arabulucuğunda barışçıl bir çözüm görmek istediğimizi birçok kez söyledik. Biz adanın kaynaklarının halklar arasında paylaşılmasını görmek istiyoruz. BM önderliğindeki gelir paylaşımı arabulucuğu teklifini ilgiyle karşılıyoruz.”



Bu konuda ABD’nin Avrupa’dan farkı olup olmadığı sorusuna karşılık ise sözcü “Adadaki halkların yararlanabileceği ve bütün grupların kabul edeceği bir çözüm bulunabilir ve bunu ABD de destekler” dedi.



Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre Türk diplomatlar bu konuda son iki gün içinde ABD’li meslektaşlarıyla yoğun görüşmeler yaptı. Daha önce Nobel Enerji’nin gaz arama faaliyetlerini destekleyen ABD Dışişleri, ayrıca ‘enerji bağımsızlığı’ ve ‘enerji çeşitliliği’ argumanları ile Kıbrıs Rum kesimi tarafından tek yanlı olarak başlatılan çalışmalara destek vermişti. Bugün ise ABD’nin pozisyonunu değiştirdiği ve Türk argumanları olan “önce ada birleşimi müzakereleri” ve “kaynakların bütün halklarca paylaşımı”na yaklaştığı belirtiliyor.

Friday, September 9, 2011

ABD Dışişleri Bakanlığının Türkiye'de Basın Özgürlüğüne dair değerlendirmesi

Eylül 7, 2011 günkü Basın toplantısından...
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Victoria Nuland: Her Soruşturma Şeffaf bir Şekilde Yürütümeli

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Victoria Nuland, Çarşamba günkü basın toplantısında Reporters Without Borders adlı Paris merkezli Araştırma kurumunda Pazartesi günü yayınlanan ve Ahmet Şık ve Nedim Şener'in tutukluklarını ağır şekilde eleştiren yazı ile ilgili sorulan soru üzerine şunları söyledi: ''Öncelikle ABD ifade özgürlüğünün dünyada, Türkiye de dahil olmak üzere kuvvetli bir savunucusudur. Temmuz ayı ortasında, Dışişleri Bakanı Clinton İstanbul'da iken basın özgürlüğü, özellikle gazeteciler, bloggerlar ve bilginin internette özgür bir şekilde dolaşımı önündeki engellerden doğan endişeyi açıkça belirtmiş idi. Clinton'un o zaman da dediği gibi Türkiye farklı düşüncelere kamu ortamında, online veya diğer alanlarda izin verecek kadar güçlü ve canlı bir demokrasidir. Biz görüşlerimizi Türk yetkililere bildirmeye ve durumu izlemeye devam edeceğiz.'' Süregiden mahkemeler ve tutukluluklar hakkındaki soruya karşılık ise Nuland, ''Türk yetkililere söylediğimizi burada da söylersek, her tahkikat ve soruşturmanın şeffaf bir şekilde yol izlemesine inanmaktayız ki böylece savunma hukukun üstünlüğü ilkesinden uluslararası standartlara göre nasibini almış olsun." Türkiye-İsrail İlişkileri Cesaret Kırıcı bir şekilde ilerliyor. Biir üst düzey ABD Dışişleri yetkilisi ise Türkiye-İsrail ilişkilerinin gidişatı ile ilgili olarak ''cesaret kırıcı'' tanımlamasını yaptı.

Wednesday, September 7, 2011

ABD BM PALMER RAPORUNU ‘’PROFESYONEL’’ VE ‘’KAPSAMLI’’ BULDU

ABD BM PALMER RAPORUNU ‘’PROFESYONEL’’ VE ‘’KAPSAMLI’’ BULDU




ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Victoria Nuland, Salı günkü basın toplantısında BM Palmer Raporu ile ilgili soru üzerine, ABD’nin en başından beri bir BM Komisyonu kurulmasını güçlü bir şekilde desteklediğini hatırlatarak, bu komisyonun ‘’bağımsız, güvenilir ve şeffaf bir soruşturma’’ yapmasını istediklerini kaydetti. ‘’Komisyonun profesyonel ve kapsamlı çalışmasından memnunuz’’ diyen Nuland, özellikle Raporun ilerde buna benzer olayların yaşanmaması için tavsiyelerini hatırlatarak, "tüm ilgili partilerin bunları not etmesi ve kullanması çağrısını yapıyoruz,’’ dedi. İki müttefiğinin ilişkilerini düzeltmesi için ABD’nin aylardır çalıştığını söyleyen sözcü, bu ilişkinin bugünkü halinden endişe duyduklarını da ekledi.



Dışişleri sözcüsü Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki varlığının artırma kararı ile ilgili ne düşündükleri sorulduğunda ise bu kararı ‘’varsayım’’ olarak değerlendirerek, görüş bildirmeyeceğini ifade etti. Şu an icin kendilerinin üzerinde durduğu noktanın iki ülke arasındaki tansiyonu ‘’azaltma’’ ve ‘’yok etme’’ olduğunu hatırlatan Nuland Türkiye ve İsrail ilişkilerini düzeltme adına ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’un Bakan Davutoğlu ile Paris’te, ve ABD Büyükelçisinin geçtiğimiz birkaç günde Ankara’da görüşmeler yaptığının altını çizerken, ayrıca Büyükelçi Hale ve Dennis Ross’un da Tel Aviv’de, bu konu da dahil olmak üzere başka konuları muhatapları ile görüştüklerini açıkladı.

Türkiye'nin Filistin'in tanınması için çalışması ''endişe verici''

Türkiye’nin Filistin’in BM’de tanınması için aktif çalışma kararını endişe verici buluyor musunuz sorusuna Nuland, ‘’tabi ki bizim için bir endişe nedeni. Eylül’de BM’deki bir girişimin uzun süreli ve iki ülkenin yanyana yaşayacağı bir barışa götüreceğine inanmıyoruz. Sadece karşılıklı görüşmeler böyle bir sonuca götürür,’’ dedi.

''Füze Sistemi NATO Korumak İçin''

Türkiye’nin, NATO füze kalkanı ile ilgili olarak sisteme gelecek istihbaratın İsrail ile paylaşılmaması koşulunun yerine getirilip getirilmediği sorusuna karşılık olarak ise Sözcü Türkiye’nin Aşamalı Adapte Yaklaşımlı Misil savunma sistemine katılma kararını biz de, NATO gibi memnuniyetle karşıladık. Bu bir NATO sistemi ve NATO’yu savunmak üzere dizayn edilmiştir’’ diyerek, NATO üyesi olmayan İsrail’in bu istihbarattan yararlanamayacağının işaretini vermiş oldu.