Tuesday, October 6, 2009

OBAMA VE SOZ VERDIGI "DEGISIM" NE DURUMDA:




ILHAN TANIR
Bu aralar Baskentte ve bircok tv ve gazete yazilarinda konusulmaya agirlikla baslanan konu obama nin secilmesinden tam 11 ay gectikten sonra ve ise baslamasindan 9.5 ay gectikten sonra, Obama'nin en buyuk kampanya slogani olani 'degisim' cagrisina ne kadar sadik kaldigi.
Bilindigi uzere Obama 2 yil boyunca amerikan baskanligi icin yaptigi kampanya boyunca, amerika nin her eyaletini ve sehrini dolasarak, Amerikan halkina 'degisim' ve 'umut' sozleri verdi. Bu degisim sozunun, harika hitabeti beraberinde ve o zamanki Bush doneminin getirdigi derin hosnutsuzluklar ve memnuniyetsizliklerin de etkisiyle Amerikan halki katinda ciddi bir dikkat cekmisti. Amerikan halki, sebebi ne olursa olsun, artik savaslarda bulunmak istemiyor, ekonominin iyilesmesini arzu ediyor, amerikan halki ve tabi ki partileri arasindaki derin ayriliklarin sonuclanmasini bekliyor, ayni zamanda tarihindeki ilk siyahiyi baskan olarak secmek istiyor ve ayrica turistik gezilere gittiginde avrupa da diger ulkelerde yeniden sevilmek ve hayranlik duyulmak istiyordu. Bu isteklerinin tumunu yapacagini soyleyen bir adayi secmekle, Amerikalilar boylece bir tasla birkac kus vurmak istiyordu.

Butun bunlarin cevabi da bulunmustu: daha once hic bir sirket dahi yonetmemis olsa da, hic bir yoneticilik tecrubesi dahi bulunmamis olsa da, nasil bir baskan olacagi hususunda neredeyse hic bir delili ve kriteri olmasa da, ama olagunustu guzel konusan, yakisikli, guzel bir ailesi olan ve sevimli, ama ayni zamanda Amerikan halkinin az once bahsettigimiz her istediginin cevabinin kendisinde oldugunu soyleyen bu genci Beyaz Saraya secildi. Ve sonra da bekleyip, bu secimlerinin meyvelerini gormeyi ve sonra da islerin yeniden yoluna girmesini beklemeye koyuldular.

Simdi aradan bunca zaman gectikten sonra, gazete, dergi ve televizyonlar degerlendirmelerde bulunuyorlar ve simdiye kadar Obama'yla dalga gececek konu dahi bulamadigini ifade eden unlu komedi show u "Saturday Night Live" dahi, baskanlarinin neredeyse bir yillik karnesini degerlendirme geregi duyuyorlar.

Su degerlendirmeleri, tabiatiyla SNL komedi seklinde ve kose yazarlari ve gazeteler ise ciddi ve sert bir sekilde yapiyorlar. Ama yapilan degerlendirmeler ayni konulari icine aliyor.



RICHARD COHEN'IN AZARI
Ornegin gecen hafta, washington postun onemli yazarlarindan Richard Cohen yazdigi inanilmaz agir yazisinda Obama nin aradan bu kadar zaman gectikten sonra, halen bir baskan olarak ne yaptiginin anlasilmasinin mumkun olmadigindan yakiniyordu. Cohen e gore, Obama once bir karar veriyor veya bir hedef belirliyor, ve o hedefi yapmanin zamani geldiginde ve yapilmadiginda ise, hic bir sey yapmayarak seyrediyor. bu Obama nin kotu biri oldugundan kaynaklanmiyor diyor Cohen, tam aksine soyledigine o anda inandigini, ama sonrasinda, degisen sartlarla birlikte bu inancini kaybettigini ifade ediyor.

bu konuyu birkac ana ornek cercevesinde degerlendirmek mumkun. Ornegin, onceki Bush doneminde cok onemli bir uluslararasi leke olarak anilan, Amerikan istihbarat ve askeri kuvvetlerinin dunyanin dort bir yanindan terror suclusu olarak toplayip, ustune bu tutuklularin, Cenevre konvensiyonunda ileri surulen ve rehinelere taninmasi gereken haklardan mahrum oldugunu savunarak tikadigi Guantanamo yu, Obama nin goreve geldigi henuz ikinci gununde, bir takvim belirleyerek, bir yil icinde kapatacagini soyledigini goruyoruz. Simdiye kadar 9.5 ay gecmis durumda ve gosterilen son gun tarihine 2.5 ay kalmasina ragmen, hemen herkesin uzerinde artik anlastigi bir gercek o ki, bu hapishanenin bu kadar kisa surede kapanmasi ve icerdeki tutuklularin anlasilabilir sekilde baska hapishanelere veya gerekli gorulen sekilde mahkemeye cikarilmalari mumkun degil.
Simdilerde cok hatirlanmayan ama Obama nin, ozellikle cumhuriyetci aday McCain e ozenerek soyledigi ve pork/barrel denen, Kongre uyelerinin, tamamen kendi secim alanlarindaki insanlari mutlu etmeye yonelik ve genellikle harcandigi paraya denk gelmeyen ve daha az yararlar saglayan projeler icin odemelerin de kesilecegini ifade etmisti. Buna ragmen ilk gecen butce de, Amerikan Kongre uyelerinin hemen hicbir istegine karsi gelmeyerek, binlerce bu tur proje, ilk butce yle birlikte gecmis oldu.
Ic politikada, obama nin soz verip su ana kadar gerceklestiremedigi en onemli konu ise, her Amerikali baskanin ve baskan adayinin ruyalarini susleyen ve on yillarca secmenlere soz verip bir turlu geciremedigi saglik reformu. Daha dogrusu saglik sigortasinin, bir anlamda arabalara yapilan sigorta gibi, cok fazla bir para odemeden ama herkesin belirli bir aylik odemeyle, saglik sigortasina kavusmasi. bu konuyu ic politikada birinci oncelik haline getiren ve ciddi bir politik kapitalini bu konuya yatiran, onlarca kasaba ve koy dolasarak, ozel konusmalar yaparak aylarini geciren Obama, kongrenin agustos tatiline girmeden once, son gun olarak temmuz sonunu gostermis, bu konuda ciddi agir ve sert bir retorik gostermis, "ya temmuz sonu saglik reformu komisyonlardan gecer ya da.." seklinde bir cikis yapmis ve en sonunda kongre uyelerinin "hayir, bu kadar erken olmaz' cevabina karsi da, "ee, peki oyle olsun, yine de bu sekilde bir hedef gostermemiz iyi oldu" seklinde karsilik vermesi, bircoklarini sasirtmisti.
Yine bu konuda saglik reformunda, az once belirttigimiz sekilde her Amerikalinin sahip olacagi bir sekilde bir saglik sigortasi sistemi getirmesi de pek mumkun gorulmuyor Obama nin. En bastan zaten bunun olamayabileceginin sinyallerini vermis olmasi da, yine secmenlerini, ozellikle ciddi umitler baglamis olan demokrat ve solculari uzmus ve canini sikmis durumda.
Obama'nin karar veremedigi konulardan biri de, iskence veya sert tekniklerle sorgulama yapmis Amerikali istihbarat gorevlileri hakkinda ne yapacagi. Yine Bush doneminde, ozellikle 11 eylul sonraki doneminde, istihbarat gorevlilerine 'ne yaparsaniz yapin ama boyle bir atagin amerikan topraklarinda yeniden yapilmasini engelleyin' seklinde bir hedef belirlendigi artik biliniyor ve bircok eski gorevlinin yazdigi kitaplarda da soylenmis durumda. O donemde, Amerika nin tarihindeki, yabanci bir ulkede teroristlerce organize edilerek amerikan topraklarinda meydana gelen ilk saldiri sonrasinda, istihbarat calisanlara yapilan baski ve gosterilen hedefler sonrasinda, bu calisanlarin, bircok kanunu tanimayarak, iskence konusunda bircok sinirlamayi goz onune almadigi, bu konuda en onemli yonetmelikler butunu olan Cenevre konvensiyonundaki iskenceye ait noktalara dikkat etmedikleri biliniyor.
Obama ilk goreve geldiginde tutuklulara kotu davranmis CIA ve diger ajanlari, bu calisanlarin kendilerine verilen emirlerle hareket ettiklerinden dolayi sorgulamayacagini soylemesine ragmen, daha sonraki aylarda, ozellikle Adalet Bakaninin Eric Holder'in israri ile bu fikrini degistirme yoluna gittigini goruyoruz. Simdilerde bu konu uzerinde Obama nin ne yapacagini bilen kimse yok: istihbarat gorevlilerinin yaptiklarindan dolayi hesabi mi cekecek, yoksa affedecek mi?



IC POLITIKA DA SAGLIK REFORMU, DISARDA AFGANISTAN STRATEJISI

Obama'nin kararsizligi konusunda, Amerikan ic politikasindaki en onemli konu saglik reformu ise, dis politikada ise Afganistan oldugu kesin. Obama baskanlik kampanyasi boyunca Afganistan i 'iyi savas' ve bulunulmasi ve kavga edilmesi yer, Irak i ise, kotu ve gereksiz savas olarak tanimlamisti, simdilerde bu konuda ciddi bir ikilem yasadigini biliyoruz. Ozellikle kendi atadigi Afganistan'daki Amerikan ve NATO ordularinin Generali olan Stanley McChystal in, yeni strateji hakkinda acikca ileri surdugu fikirlerinden sonra, ve diger onemli generaller olan CENTCOM komutani Petraues ve Amerikan Genelkurmay baskani Mullen in de, daha cok asker gerekir seklinde ozetlenebilecek olan stratejiyi acikca ve mikrofonlar onunde desteklemesinden sonra, su an yeni bir strateji dusundugunu bildigimiz Beyaz Saray kendisini zor bir durumda buldu. Her halukarda, Obama, daha birkac ay once 17 bin ordu gonderdigi ve yapilmasi gerekn savas olarak acikladigi ve Afganistan'da ulkeyi yonetebilecek bir hukumetin kurulmasi gerektigini ileri surdugu bir ulkeden, simdilerde gucleri azaltma ve guvenli amerikan uslerinde bekleyerek ve Al Kaida'nin ve Taliban i yakindan takip ederek, sikca bomba yagdirma stratejisi olarak gorulen bir stratejiye dogru egildigini gormekteyiz. Boylece birkac ay once cok onemli olarak gorulen ve ek asker gonderilmis olan tiyatro, simdilerde terkedilmeye hazirlaniliyor. Bu da Obama'nin baska bir kararsizlik yasadigi konu.
Ve tabi Israil/Filistin konusu. Once Israil'in tum illegal yerlesim merkezlerini, istisnasiz olarak dondurmasini ileri suren Obama, bu konuyu, Filistinlilerin onceki baris gorusmelerinde 'on kosul' olarak gormeden gorusmelere baslamasina ragmen, bu sefer on kosul olarak belirtmesi ile baris gorusmeleri bir turlu baslayamadi. Hatta bu konuda, Dogu Kudus'deki illegal yerlesim merkezlerinin, ileride toprak takasi ile Israillilere birakilmasi Filistinliler tarafindan dahi kabul edilmisken, Obama tarafindan yine de dondurulmasi istegi, ya bu konuda Obama nin aldigi tavsiyelerin cok kotu oldugunu bircoklarinin aklina getirdi ya da, ratinglerinin yuksekligine ve kendisinin sihirli sopasina cok fazlaca guvendigi yorumlarina yol acmis durumda. Tabi bu sekilde, Obama, ilk 9 ayinda, arkasinda hissettigi ciddi bir Musluman dunyasinin destegine sahipken, bir 'breakthrough' yani ciddi bir gelisme yasatamadigi icin de, sadece onca aylik mekik diplomasine ragmen, bir kuru tokalasma ortaya cikardigi icin, hemen hic bir sey gerceklestiremeden, baris surecinin baslamasini onumuzdeki ay ve haftalara birakmis, bu arada on kosul olarak gordugu ve gosterdigi 'yerlesim merkezlerini dondurma' kosuluna da son vermis oldu.
Butun bunlarin en ustune, bir de obama nin Danimarka ya, 2016 olimpiyatlarini kazandirmak adina gecen Cuma gunu esi Michelle ve baska Sikagolu unlulerle ucmus olmasi ama buna ragmen Sikago'nun diger sehirler arasinda ilk turda aci bir sekilde elenmis olmasi da herseye tuz biber ekdi. Hem Obama'nin Amerika icinde bunca isi varken bir tam gununu boyle bir olaya ayirmasi, hem de gitmesine ve lobi yapmasina ragmen ilk turda Sikago'nun elenmesi, bircoklari tarfindan hafta sonu boyunca elestirildi durdu. Buna gore obama etkisi olmayacagi asikar bir geziyi, yardimcilarinin ve Sikagolu politikacilarin etkisiyle yapmak zorunda kaldi, ama herseye ragmen secilemeyerek ayrica kendi populerliginin de, dunya capinda da hem sonuna geldigini gostermis oldu hem de buyuk bir darbe yedi.
Saydigimiz butun bu karisik sinyaller, obama nin tam olarak nerede ne zaman, 'tamam bu kadar yeter' diyerek fiiliyata gececegi hususunda, eger gececekse ne yapacagi hususunda tahminleri zorlastiriyor. Obamanin kampanya konusmalarini dinleyen milyonlar, Amerika'nin icine dustugu zor durumun buyuk oranda onceki yonetimin becereksizligi ve isbilmezligi ile ortaya ciktigina inandilar. Ve buna paralel olarak, yine milyonlarca Amerikan halki, bu genc ve konustugunda kalpleri yerinden oynatan ve yeni ufuklar acan adamla birlikte, butun problemlerin de tarih sayfalarina gomulecegi gibi bir beklentiye kapildi. Simdi ise, her ne kadar bir yilin altinda bir zaman gecmis de olsa, Amerikan halki henuz kendilerine verilen degisim sozunun hic bir parcasini gorememis olmalari, savaslarin ayni sekilde, hatta artarak devam etmesi, issizligin ikiye katlanmasi, ekonominin hala duzelememis olmasi ve buna benzer bircok problemin bir yil sonra hala hayatlarinin onemli bir parcasi olmasi, yavas yavas Obama ya karsi da takinilacak tavri degistirmeye basladi.
Obama'nin bir baska sanssizligi da belki, karsisinda bulunan diger ulke liderlerinin, Putin gibi, Ahmedinejad gibi veya Netanyahu gibi usta siyasetcilerin cok tecrubeli ve ne yaptiklarini biliyor olmalari ve dolayisiyla da Obama ya devamli meydan okumalari.
Obama'nin ilk dokuz ayinin beklendigi gibi gecmedigini gormek hic de zor degil. Soz verilen degisimlerin hic biri olabilmis degil ve komedi showlari dahi baskanlarini bu konuda yerlerden yerlere vurmaya basladilar. Onumuzdeki 9 ay ise obama nin asil kritik aylari olmus olacak. Bu aylarda Obama daha cok ve etkileyen kararlar vermis olacak. Istese de istemese de Obama artik birseyleri iyi veya kotu yonde degistirmek zorunda. Hep birlikte bu degisimin hangi yonde olacagini takip edecegiz.

No comments:

Post a Comment